Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ruh-ı Bîmâr

Resim
Kendimi arıyorum Ankara'nın geniş kaldırımlarında, sevdiğimin kollarında. Hiçbir işe yaramamanın verdiği zulüm, kendime bile yetememenin verdiği vehim. Dostlarım! Vaziyetim epey vahim! Dünyayı izliyorum. Önümde uçsuz deniz, sonsuz gökyüzü. Çakılı kalmış gözlerim yerde ki bir çakıl taşına. Kendimi arıyorum dipsiz, kör kuyularda. Babamın nasihatlari çınlıyor kulaklarımda. Annemin saçlarımı okşayan ellerini kesip atıyorum oracıkta. "Yazmam lazım" diyorum " Biraz hüzün verin bana !" Ne yerde, ne gökte. Ne dünde, ne bugünde. Araf demişler durduğum yere. "Ne gerek var" diyorum " Ne gerek var bu kadar hüzüne?". Yazmaktan korkuyorum içimdekiler tükenir diye.  Ben bilmiyorum neredeyim, nerede tak...

Ah Nermdilâ

Resim
I Ey Dost! Sarının huzurlu sabahında Maviyle,-göğün değil- Ateşin mavisiyle Konuşuruz. Bir Ankara ayazında Tüm zihinsel korkularla Savaşın kızıl resmiydi                       -taşıyıcı II Ey Kuyular! Size düşeyaz gelene bakın Hotina vi nermdile Acılardan kaçarken Korkulara yakalanan İyi davran Ona Yalnızlık revâ III Denizlerle arasına demirler örülmüş Her gittiği yerde hor görülmüş Bir acı taşır yüreğinde Zarif ve kekremsi Annesi olmuş düşmanının ve Babası olmuş,tüm insanlığa                     ...

KİM?

Artık gitme vakti. Yolculuk nereye diye sorma. Bir rotası yok bu yolculuğun. Sadece bir terk edileni var. Bu evler hep burada durur , belki beklerler birilerini. Bu bacalar daima tüter.Benim şehrimde yıldızlar gece geç saatlerde ortaya çıkar. Ondan önce gök insanlarındır. Onlar uyur. Benim yıldızlarım çıkar ortaya. Gece geç saatlerde gök benimdir. Gözyaşım arındırır kirli göğü. Otogarlarda daima bekleyenler vardır. İnenler ise bilirler beklendiklerini. Benim yolculuğumda bekleyenim yok hiçbir otogarda. Ve bende beklenmediğimi bilirim, kırılmam. Bu yollardan daima insanlar geçer , bu kaldırımlar hiç boşalmaz. Gecenin en tenhasında bile belki bir ayyaşa, belki bir terk edilmişe yoldaştır. Kaldırımlardakiler, ya bir yere giderler ya bir yerden kaçarlar. Ben ikisi de değilim. Ben sadece ararım. Meskenim dünya değil ve bir mezar edinmeye çalışmıyorum artık. Ha bu arada evimden de kovuldum. Üzülmem. Buradaki insanlar daima yoğundurlar, uğraşırlar, çabalarlar, hırslanırlar. Zamanla...

Eylüle

EYLÜLE Yazma isteğimin nüksettiği ruhum, bedenimden sürgün yedi. Ayrı ayrı hiçbir anlamı olmayan, onları anlamlı kılan şeyin birliktelikleri olduğundan habersiz olan ruhum ve bedenim sonsuz bir keder içerisindeler. Deli gibi hayıflanıyorlar bu yoğun, bataklık misali kederden. Fakat kurtulmaya ne mecalleri var ne de istekleri. Heves etmişler hakettikleri duygunun hakkını vermeye. Hem çok yaşlı, çok yorgun ; hem çok genç, çok toy. Böyle bir zıtlıklar hengamesinin içinde çırpındıkça batan benden iki şey. Getirin karşıma "En kötü karar, kararsızlıktan iyidir!" diyen adamı. Soracaklarım var. Bu karar ölüm dahi olsa kararsızlıktan iyi midir ? Ağlamak geliyor içimden, ruhumu çok yorgun hissediyorum. Tedavisi olduğun...